“O andaki hislerimi bilhassa aradan bu kadar seneler geçtikten sonra anlatmama imkan yok. Yaln?z orada kürk mantolu bir kad?n portresinin önünde m?hlanm?? gibi durdu?umu hat?rl?yorum. Resimleri seyredip geçenler vücutlar?yla beni sa?a sola itiyorlar fakat ben oldu?um yerden ayr?lam?yordum. Bu portrede ne vard??.. Bunu izah edemeyece?imi biliyorum yaln?z o zamana hiçbir kad?nda görmedi?im garip biraz vah?i ma?rur ve çok kuvvetli ifade vard?. çehreyi veya benzerini yerde zaman görmedi?imi ilk andan itibaren bilmeme ra?men onunla aram?zda tan???kl?k varm?? hisse kap?ld?m. soluk yüz siyah ka?lar onlar?n alt?ndaki gözler koyu kumral saçlar as?l masumluk ile iradeyi sonsuz melal ?ahsiyeti birle?tiren ifade bana asla yabanc? olamazd?. Ben kad?n? yedi ya??mdan beri okudu?um kitaplardan be? kurdu?um hayal dünyalar?ndan tan?yordum. Onda Halit Ziya’n?n Nihal’inden Vecihi Bey’in Mehcure’sinden ?övalye Büridan’?n sevgilisinden tarih kitaplar?nda Kleopatra’dan hatta mevlit dinlerken tasavvur etti?im Muhammed’in annesi Amine Hatun’dan birer parça O benim hayalimdeki bütün kad?nlar?n terkibi imtizac?yd?.”